Sağlık Okuryazarlığını Yeniden Düşünmek: Birey, Kurum ve Sistem Boyutunda Eleştiriler

Sağlık okuryazarlığı; sağlık hizmetlerinin etkin kullanımı, bireylerin kendi sağlıkları üzerindeki kontrolünün artırılması ve sağlık sonuçlarının iyileştirilmesi açısından kritik öneme sahip kavramlardan biri olarak değerlendirilebilir. İnsan yaşamının temel unsurlarından biri olan sağlık alanında; bilgi temelli, çok boyutlu ve dinamik yapısıyla; bilgi edinme, anlamlandırma, davranışa dönüştürme ve bu davranışları sürdürülebilir kılma becerilerini ifade eden sağlık okuryazarlığı (Kaya, 2024), sağlık sistemlerinin karmaşıklığı ve tıbbi bilginin hızla artması nedeniyle günümüz sağlık sistemlerinin en önemli kavramlarından biri haline gelmiştir (Nutbeam, 2000; Sørensen vd., 2012).

Sağlık okuryazarlığı, sağlık hizmetlerinin etkin kullanımını sağlayarak sağlık sistemleri üzerindeki yükü azaltabilir ve sağlık harcamalarının düşürülmesine olumlu yönde etki eder (Parker vd., 2003). Çünkü sağlık okuryazarlığı yüksek olan bireyler, sağlıklarını daha iyi yöneterek olumlu sağlık sonuçlarına ulaşabilir (Berkman vd., 2011). Buna karşılık, sağlık okuryazarlığı düşük bireylerde daha yüksek hastaneye yatış oranları, ilaç kullanım hataları ve olumsuz sağlık davranışları daha sık görülmektedir (Kutner vd., 2006). Sağlık okuryazarlığı sadece bireysel sağlık davranışlarını değil aynı zamanda toplum sağlığını, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini etkileyen bir faktör olarak ele alınabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası kuruluşlar, sağlık okuryazarlığının geliştirilmesini stratejik bir hedef olarak belirleyerek bu alanda politikalar ve rehberler yayımlamıştır (WHO, 2013). Türkiye’de de sağlık okuryazarlığı kavramı son yıllarda artan bir ilgi görmekte olup sağlık okuryazarlığı düzeyinin artırılmasına yönelik çalışmalar ve araştırmalar yaygınlaşmaktadır.

Giderek üzerinde daha çok çalışılan bir kavram olmasına rağmen sağlık okuryazarlığının teorik temelleri ve pratik uygulamalarında çeşitli zorluklar ve sınırlılıklar bulunmaktadır. Kavramın farklı disiplinler ve araştırmacılar tarafından farklı şekillerde ele alınması sağlık okuryazarlığının dinamik yapısına uygun gibi görünse de uygulamalarda bazı tutarsızlıklara ve etkisiz müdahalelere yol açabilmektedir (Pleasant ve Kuruvilla, 2008). Kavramın tanımlanmasındaki belirsizlikler ve sınırlarının net olmaması, bu alanda yapılan çalışmalarda ve politika oluşturma süreçlerinde sorunlara yol açabilmekte, bu durum kavramın evrenselliğini sorgulanır hale getirmektedir. Ayrıca sağlık okuryazarlığını geliştirmeye yönelik uygulamalarda kültürel ve sosyoekonomik farklılıkların yeterince dikkate alınmaması da uygun olmayan yaklaşımların benimsenmesine neden olabilmektedir (Zanchetta ve Poureslami, 2006).

Sağlık okuryazarlığı kavramının bir diğer eleştiri noktası sağlık sonuçlarının sadece bireysel çabalara değil aynı zamanda sağlık sisteminin ve sosyal belirleyicilerin etkisine bağlı olduğu gerçeği göz ardı edilerek, bireysel sorumluluğa aşırı vurgu yapılmasıdır (Chinn, 2011). Sağlık okuryazarlığı genellikle bireysel sorumluluk üzerinde yoğunlaşmakta; sağlık bilgisine erişim, anlama ve uygulama gibi bireysel beceriler üzerinde durmaktadır. Ancak sağlık yalnızca bireysel bir olgu değil; kültürel, ekonomik, sosyal ve demografik pek çok faktörden etkilenen bir olgudur. Bu nedenle sağlık okuryazarlığı düzeylerini standartlaştırmaya yönelik girişimlerin sağlığın çok boyutlu yapısını göz ardı ettiği ve bu bağlamda sağlık eşitsizlikleri azaltma potansiyelinin sınırlı olduğu iddia edilebilir.

Kavramın eleştirilebileceği bir diğer boyutu sağlık okuryazarlığı düzeylerinin belirlenmesi ve sınıflandırılmasına yönelik boşluklardır. Sağlık okuryazarlığını ölçmeye yönelik çok sayıda ölçek ve yöntem bulunmasına rağmen sağlığın kapsamlı yapısını ve bireylerin sahip olduğu bilgi düzeylerini objektif bir şekilde ölçmenin oldukça zor olduğu söylenebilir. Öyle ki sağlık okuryazarlığı yüksek olan bireyler bile kendilerinin veya yakınlarının yaşadığı sağlık sorunlarının getirdiği çeşitli etkiler nedeniyle kendilerinden beklenen eylemleri yerine getiremeyebilir.

Pratik uygulamalarda ise sağlık profesyonellerinin yetersiz iletişim becerileri, sağlık sisteminin karmaşıklığı ve kaynak eksikliği gibi faktörler sağlık okuryazarlığı uygulamalarının etkinliğini azaltmaktadır (Haun vd., 2014; Coleman vd., 2013). Sağlık okuryazarlığı tartışmalarının daha çok sağlık hizmeti talep eden bireyler çerçevesinde ele alınıyor olması da pratik uygulamalarda sağlık okuryazarlığının eleştirildiği noktalardan biri olarak ele alınabilir. Çünkü kurumsal sağlık okuryazarlığı da hem bireylerin sağlık davranışlarını olumlu yönde etkilemek hem de sağlık profesyonelleriyle bireyler arasındaki iletişimi geliştirmek için oldukça önemlidir. Ancak kurumsal sağlık okuryazarlığı mevcut literatürde ve uygulamalarda yeterince gündeme gelmemektedir. Dolayısıyla kurumsal sağlık okuryazarlığı yerine kurumsal sağlık okuryazarlığının eksikliğini ifade etmek için bu makalede kullanılan “kurumsal sağlık okuryazarsızlığı” kavramı, sağlık okuryazarlığı uygulamalarında eleştirilebilecek noktalardan bir diğeridir. Bunlara ek olarak teknolojik erişim sorunları ve dijital bölünme gibi konular, dijital okuryazarlığın geliştirilmesinde engel oluşturmakta (van Deursen ve van Dijk, 2011) bu engeller de sağlık okuryazarlığı pratiklerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Anahtar Kelimeler: Sağlık Okuryazarlığı, Eleştirel Yaklaşım, Sağlık Eşitsizlikleri

DOI: https://doi.org/10.5281/zenodo.14598781

Yayın Adı: Sağlık Okuryazarlığını Yeniden Düşünmek: Birey, Kurum ve Sistem Boyutunda Eleştiriler

Yayın Yeri: Isparta Okulu Dergisi, Cilt:4 Sayı:1

Yayın Türü: Makale

Sayfa Numarası: 18-38

Yayın Tarihi: Aralık, 2024

Atıf: Kaya, E. (2024). Sağlık Okuryazarlığını Yeniden Düşünmek: Birey, Kurum ve Sistem Boyutunda Eleştiriler. Isparta Okulu Dergisi, 4(1), 18-38.

Makalenin Tam Metni İçin Tıklayınız

Bir Yorum Yazın