i-Nesli Kitap Kritiği
i-Nesli
Jean M. Twenge
Kaktüs Yayınları, I. Baskı, 2018
Çeviri: Okhan Gündüz
Aynı yıllarda doğan ve ortalama aynı sürelerde yaşam süren kişilerin ortak sosyal davranışlarına göre yapılan ayrımların en günceli ve diğer nesillere saranla çok daha hızlı ve farklı değişimler yaşayan nesil olarak olarak ifade edebileceğim i-Nesli’nin (1995 ve sonrası doğanların oluşturduğu nesil) davranışlarını, uzun süren araştırmalar sonrasında kaleme alan psikoloji profesörü Twenge, ortaya çıkardığı çalışma ile günümüz gençlerinin nasıl anlaşılabileceğine yardımcı olmaya çalışıyor.
10 bölümde ele aldığı konularla, i-neslinin neden diğer nesillerden farklı olarak çok daha hızlı ve beklenenin dışında davranışlar geliştirdiğini tamamen bilimsel bir altyapı ile ele alan Twenge; i-Nesli’nin zamanı değerlendirme biçiminin farklılığı, davranış tarzlarının değişkenliği ve sosyal hayat hakkındaki fikirlerinin sosyal medyanın içinde şekillendiği, internetin olmadığı dönemi hatırlayamayan bir nesli anlatıyor. i-Nesli, boş zamanlarını değerlendirme biçimlerinden sosyal ve politik faaliyetlere katılım biçimlerine, cinsellikten din ve maneviyat yönelimlerine kadar önceki nesillerden büyük bir ölçüde farklılaşıyor. “Bir yanda gereğinden fazla özgüven ve iddialı gözükme çabası bir yandan da depresif ve kaygılı olan bir nesil. Kitaptaki bu veriler devasa bir kişi sayısı üzerinde yapılan incelemelerle elde edilmiş. Bu kişilerle ilgili veriler değerlendirilirken geçmişten günümüze gençler arasında narsistlik olarak değerlendirilebilecek bir dönüşüm yaşandığı görülmektedir. Sırf narsizm değil tabi bunun yanında bencil, kaygılı, öfkeli, nefret dolu, hedonist bir genç nesil de karşımıza çıkıyor. Örneğin 1980’lerin ‘normal’ kategoride olan 9 yaşındaki ilkokul öğrencileri grubundaki ‘‘kaygı oranı’’ 1950’li yıllardaki 9 yaş kategorisinde yer alan ‘’psikolojik sorunları olan öğrenci’’lerden daha fazla çıkıyor. Bu örnekten de görüldüğü üzere gün geçtikçe bilim, teknoloji ve bunlarla birlikte psikoloji, sosyoloji, pediatri, psikiyatri gibi alanlarda ilerleme kaydetmemize rağmen gençlik gün geçtikçe çöküşe hızlı adımlarla kaymaya devam ediyor ve bu çöküşün temel nedeni olarak cesurca ABD ve Batı’da ki yozlaşmayı gösteriyor.
i-Nesli”nin en göze çarpan özelliğini geç olgunlaşma ve ebeveynine uzun süre bağımlı kalma olarak belirliyor Twenge. Bu özellik, “İ-Nesli”nde, önceki nesillere göre sanki olumlu yönde bir değişim varmış gibi bir manzaraya neden oluyor. Zira daha az arkadaş ediniyorlar, daha az dışarı çıkıyorlar, daha az ehliyet alıp daha az araba kullanıyorlar. Dolayısıyla eskiden büyük bir dert olan evlilik-dışı ergen hamilelikleri, trafik kazaları, alkol kullanımı ve çevreye karşı saldırgan davranışlar azalıyor ancak bu etkiler beraberinde i-neslinin geç büyümelerini ve ebeveynlere bağlı kalma sürelerini arttırıyor. i-Neslinin, uslu olarak sergiledikleri olumlu görünüm, daha fazla sorumluluk aldıklarından değil geç büyümelerinden, çocuksu kalmalarından kaynaklanıyor. Böyle olunca azaldı diye sevinilen davranış sorunları da bu kez 20’li yaşlardan sonra, lisede değil ama üniversitede patlama yapıyor.
Kitaptaki en önemli noktalardan biri de ekran başında geçirilen sürenin i-neslinde görülen yüksek artışı. 6 saati geçen ekran süreleri kitap ve dergilerin i-neslinin hayatlarından nerdeyse tamamen çıkmasına neden oluyor ve yüz yüze iletişim artık yerini neredeyse tamamen sanal iletişime bırakıyor. Bu da i-neslinin mutluluk kavramına verdiği değerin en alt seviyelerde olmasına neden oluyor. Çünkü eskiden daha kısıtlı ama değerli olan iletişim araçları sanal iletişimle birlikte insanları her an ulaşılabilir kılıyor ve bu bolluk da beraberinde değersizliği getiriyor. i-Neslinin tipik davranış özellikleri kapsamında; acizlik, çaresizlik ve faydasızlık duygularını ele alan Twenge, “Ben Nesli” olarak adlandırdığı, 1970-1990 arasında doğan gençlerin gösterdiği davranışların tam tersini gösterdiğini belirtiyor ve bu zıtlığın nedenini yine ekran başında geçirilen zamanla ilişkilendiriyor.
Bizler gençlerle sürekli iletişim halinde olan bir meslek grubunun mensubu olarak her geçen gün yeni gelen öğrencilerin geçmişe nazaran daha kötüye gittiğinden ettiğimiz şikayetlerin pek çok nedenini Twenge’nin i-Nesli kitabı bilimsel olarak açıklıyor. Bu bakımdan günümüz neslini sürekli eleştirerek dem vurmak yerine onların davranışlarının altında yatan nedenleri anlayarak çözmeye çalışmak çok daha yerinde olacaktır. Teorik olarak zaten hemfikir olunan bu düşünce i-Nesli kitabındaki tespitlerden yola çıkarak pratik uygulamalara dökülebilir.
Emin KAYA
Mayıs, 2019